Sosyal Medya

Skolyoz Tedavisi ve Yenilikler

Skolyoz Tedavisi ve Yenilikler

Skolyozun tedavi süreci skolyoza neden olan hastalığa ve kişide oluşan skolyoza göre değişkenlik gösterir.

Skolyozun tedavi süreci skolyoza neden olan hastalığa ve kişide oluşan skolyoza göre değişkenlik gösterir. Yani bazı hastalar için tedavi süreci doğal akışında devam ederken; kimi hastalarda ise kişinin tedaviye verdiği cevap skolyozun türüne göre değişebilmektedir. Skolyoz çocukluk ve ergenlik döneminde büyüme ile ilerleme göstermektedir. Yani, omurganın eğriliği daha da artmaktadır.

Tüm bu sebeplerden dolayı skolyoz için tüm durumlara uygulanabilecek doğru ve tek bir tedavi seçeneği yoktur. Skolyozun tanı aldığı yaş, eğriliğin yeri ve derecesi, skolyozu oluşturan sebepler, muayene bulguları ve radyolojik tetkiklerden alınan veriler dikkatlice incelenerek, yani skolyoz için yapılacak tedavi ‘kişiselleştirilerek’ hastadan hastaya değişecek şekilde titizlikle uygulanmalıdır.  

Her bir tedavi seçeneği kendi içerisinde, hastaya göre değişiklik gösterse de skolyoz tanısı aldıktan sonra genel olarak üç alternatif yol mevcuttur. İlk seçenek izlemdir ve 20-25 dereceden küçük eğrilikler için uygundur ve belli aralıklar ile takip yapmaktan, sportif faaliyetleri ve genel vücut kondisyonunu artırmaktan ibarettir.

Skolyoza özel fizik tedavi egzersizleri faydalı olabilir. Ancak bu egzersizler için zamanlama önemlidir. Çok erken yaşta başlanan egzersizler, çocukta erken bıkkınlığa neden olabilir. Bunun sonucunda egzersizin asıl gerekli olabileceği ve hızlı büyümenin olduğu ileri yaşlarda çocuk egzersiz yapmak istemeyebilir.

İkinci seçenek korse tedavisidir. Eğriliği 20-40 derece arasında olan ve büyüme potansiyeli olan kişilerde etkili olan bir yöntemdir. ABD ve Kanada’da çok merkezli olarak yürütülen ve erken dönem sonuçları 2013’te yayınlanan bir çalışma, korse kullanan hastaların ameliyat olma oranlarının, kullanmayanlara göre daha düşük olduğunu açıkça göstermiştir. Yani korse kullananların ameliyat olma ihtimali düşmektedir. Bu erken sonuçla çalışma durdurulmuş ve bütün hastalara korse verilmesi kararlaştırılmıştır. Korsenin günde 20-23 saat takılı kalması etki gösterme açısından önemli bulunmuştur.

Diğer bir seçenek ise cerrahi tedavidir. Cerrahi genel olarak 40-45 derece üzerindeki eğriliklerde gündeme gelir. Akciğer gelişiminin tamamlandığı ergenler ve erişkinlerde düzeltme ve dondurma (sabitleme) ameliyatları uygulanır. Cerrahiye dahil edilen omurlarda hareket sınırlaması yapılacağı için mümkün olan en az seviye ameliyat edilerek en fazla düzelme sağlanabilmesi için ameliyat öncesi hazırlık ve planlama önemlidir.

Skolyoz Tedavisinde Yenilikler

Skolyozun görüldüğü 10 yaş altındaki çocuklarda büyümeyi ve akciğer gelişimini engelleyeceği için dondurma ameliyatlarından uzak durulması gerekmektedir. Çocuklarda klasik cerrahi yöntem, omurgaya yerleştirilen çubukların dondurma işlemi yapmadan 6 ayda bir uzatılmasıdır. Bu klasik yöntemde rodlar vücuda yerleştirilir ve 6 aylık aralarla tekrarlayan ameliyatlar ile uzama sağlanırdı. Bu ameliyatların hasta ve yakınları üzerinde yarattığı stres, komplikasyonlar ve ekonomik külfet doktorları başka çözümler aramaya yöneltmiştir. Bu çalışmaların sonunda icat edilen manyetik rodlar kullanılarak, uzamalar 2-3 ayda bir poliklinik şartlarında uzaktan kumanda ile ameliyatsız ve ağrısız bir şekilde yapılabilmektedir.

Skolyozun cerrahi tedavisindeki önemli bir kaygı da ameliyat sırasında hastaların felç olması riskidir. Daha önce ameliyat sırasında yapılan müdahalelerin omurilik üzerindeki etkileri görülemiyor, ancak ameliyatın sonuna doğru hastalar uyandırıldığında felç olup olmadıkları anlaşılabiliyordu. Bu işlem hasta için sıkıntılı olmakla beraber, ameliyatın sonunda anlaşılabildiği için müdahalede de geç kalınıyordu.

Ameliyat sırasında sinirlerin işlevlerini devamlı olarak gösteren nöromonitorizasyon işlemi ülkemize 4-5 yıl önce gelmiş ve bugün artık yaygın olarak kullanılmaktadır. Böylelikle ameliyat sırasında sinir yaralanmasına neden olabilecek herhangi bir işlemin yarattığı etki anında anlaşılmakta ve gerekli müdahale yapılmaktadır. Nöromonitorizasyon tekniği daha önceleri zaman zaman felç ile sonlanabilecek bu ameliyatların emniyetini ciddi oranda arttırmış ve bir zamanlar felç korkusuyla yapılamayan ameliyatların günümüzde rahatlıkla uygulanabilmesine olanak sağlamıştır. Bu teknik sayesinde komplike eğrilikler artık düzeltilebilmektedir. 

Skolyoz ameliyatları ile ilgili en önemli sorunlardan birisi de omurganın sabitlenip belli kısımda omurga hareketliliğinin ortadan kalkmasıdır. Omurga cerrahlarının dondurma işlemi yapmadan, omurganın büyümesine ve hareketli kalmasına izin verecek bir düzeltme tekniği ile ilgili çalışmaları yavaş yavaş meyvelerini vermeye başlamıştır.

Omurgasında skolyoz olup halen büyüme potansiyeli olan hastalarda “gerdirme yöntemi” olarak adlandırılan bir yöntem geliştirilmiştir. Bu yöntemde sırt eğriliklerinin dış bükey tarafına endoskopik girişimle yandan vida konmakta ve bu vidalar kalın bir ip ile bağlanıp gerdirilerek bir miktar düzelme sağlanmakta ve eğriliğin dış bükey tarafının büyümesi engellenmektedir. Böylelikle iç bükey taraf büyümeye devam ederken dış bükey tarafın büyümesi vidalara bağlı ip sayesinde durmakta ve zaman içinde eğrilik kendiliğinden düzelmektedir.

Bu yöntemin diğer avantajı da vidaları tutan yapının bir platin değil ip olması ve böylelikle ameliyat edilen kısmın hareketliliğinin devam etmesidir. Bu yöntem dondurma yapılmaksızın eğrilik düzelmesi sağladığı, hareketi yok etmediği ve büyümeyi bozmadığı için skolyoz tedavisinde devrim niteliğinde bir tedavi yöntemidir.